Boy Uzatma Ameliyatı Hakkında En Yaygın 10 Yanlış Bilgi (Mitler ve Gerçekler)

  • Ana Sayfa
  • Boy Uzatma Ameliyatı Hakkında En Yaygın 10 Yanlış Bilgi (Mitler ve Gerçekler)
Boy Uzatma Ameliyatı Hakkında En Yaygın 10 Yanlış Bilgi (Mitler ve Gerçekler)

Boy Uzatma Ameliyatı Hakkında En Yaygın 10 Yanlış Bilgi (Mitler ve Gerçekler)

Boy uzatma ameliyatı, özellikle estetik veya fonksiyonel nedenlerle boyunu artırmak isteyen bireyler arasında giderek daha popüler hale geliyor. Ancak internet ortamında dolaşan çok sayıda yanlış bilgi, hastaların gereksiz korkular yaşamasına ve kararsız kalmasına neden olabiliyor. Aşağıda bu ameliyatla ilgili en sık duyulan 10 miti ve bilimsel gerçekleri bulabilirsiniz.

1) Mit: Boy uzatma ameliyatı çok tehlikelidir.

Gerçek: Günümüzde modern teknikler ve deneyimli cerrahlarla komplikasyon oranları düşüktür. Uygun hasta seçimi, iyi planlama ve düzenli takip ile başarı oranı oldukça yüksektir.

2) Mit: Ameliyattan sonra bir daha yürüyemem.

Gerçek: Aksine, hastalar çoğunlukla ameliyattan sonraki gün kontrollü şekilde yürütülür. Yürüme süreci önce destekli başlar, kemik ve yumuşak dokular güçlendikçe kademeli olarak artırılır.

3) Mit: Çok fazla ağrı olur ve katlanılmazdır.

Gerçek: Ağrı yönetimi protokolleri (ilaçlar, blok anestezi, doğru hızda uzatma) sayesinde süreç kontrollü ve tolere edilebilir düzeydedir. Ağrı kişiye göre değişse de, çoğu hasta beklediğinden daha iyi tolere ettiğini ifade eder.


Boy uzatma ameliyatı iyileşme sürecinin aşamalarını gösteren infografik: ameliyat, destekle yürüme, distraksiyon fazı ve konsolidasyon dönemi.


4) Mit: Ameliyat kesin sinir hasarı bırakır.

Gerçek: Sinir dokusu, aşırı gerilime karşı hassastır ancak uzatma hızı ve günlük milimetre miktarı buna göre ayarlanır. Düzenli nörolojik kontrollerle, alarm bulguları erken yakalanır ve hız ayarlamaları yapılarak kalıcı hasar riski en aza indirilir.

5) Mit: Ameliyat olduğum hemen belli olur, yürüyüşüm kalıcı olarak bozulur.

Gerçek: Doğru cerrahi teknik, dengeli uzatma ve düzenli fizik tedavi ile yürüyüş paterninin normale dönmesi hedeflenir. Kalıcı topallama, orantısız uzatma veya yetersiz rehabilitasyon olmadığı sürece beklenen bir durum değildir.

6) Mit: Boy uzatma tüm vücut oranlarımı bozar.

Gerçek: Uzatma kararı verilirken bacak–gövde oranı, femur–tibia oranı ve genel estetik denge dikkate alınır. Güvenli ve estetik kabul edilen bir aralık vardır; bu sınırlar içinde kalındığında oranlar doğal görünümünü korur.

7) Mit: Ne kadar fazla uzatırsam o kadar iyi.

Gerçek: Aşırı uzatma; sinir, kas, tendon ve damar yapıları için ciddi risk taşır. Bunun yanında kemik iyileşmesini de olumsuz etkileyebilir. Çoğu kişi için tek segmentte 5–8 cm, iki segmentte toplamda belirli bir üst sınır güvenli kabul edilir.

8) Mit: Tüm yöntemler aynı, fark sadece fiyatta.

Gerçek: LON, Precice ve diğer sistemler; konfor, maliyet, yük verme, enfeksiyon riski ve günlük yaşam etkisi açısından birbirinden farklıdır. Yöntem seçimi kişinin bütçesi, beklentisi, sağlık durumu ve yaşam tarzına göre bireysel olarak yapılmalıdır.

9) Mit: Uzatma bittiği anda kemik hemen tamamen güçlenir.

Gerçek: Uzatma fazı bittikten sonra “konsolidasyon” dönemi başlar. Bu dönemde yeni oluşan kemik dokusu güçlenir ve zamanla tam yük taşımaya başlar. Bu süreç aylar alabilir ve sabırlı olunması gerekir.

10) Mit: Boy uzatma ameliyatı sadece estetik amaçı içindir.

Gerçek: Estetik nedenlerin yanı sıra; doğuştan bacak uzunluk farkı, büyüme plağı hasarı, deformite veya travma sonrası kısalık gibi tıbbi indikasyonlarla da sıkça uygulanır. Yani boy uzatma her zaman sadece kozmetik bir işlem değildir.

Sonuç: Mitlerden Değil, Bilimsel Gerçeklerden Yola Çıkın

Boy uzatma ameliyatı hakkında kulaktan dolma bilgiler, hem karar sürecini zorlaştırır hem de gereksiz korkulara yol açar. Bilimsel verilere dayanan doğru bilgi; cerrahi başarı, güvenlik ve memnuniyet için en önemli basamaktır. Eğer boy uzatma ameliyatını düşünüyorsanız, durumunuzu deneyimli bir ortopedi cerrahı ile ayrıntılı olarak değerlendirmeniz en sağlıklı adımdır.

Sizin İçin Buradayız Sizin İçin Buradayız