Distraksiyon osteogenezisi, yeni kemik oluşumunu teşvik etmek için kemik segmentlerinin kademeli olarak ayrılmasını içeren bir cerrahi tekniktir. Bu yenilikçi prosedür, uzuv uzunluğu farklılıkları, kemik defektleri ve kraniyofasiyal anormallikler gibi çeşitli durumların tedavisi için yeni olanaklar sunarak ortopedik cerrahi alanında devrim yaratmıştır.
Bu tekniğin temel biyomekanik teorisi, "gerilim stresi yasası"dır, yani sürekli ve yavaş çekme uyarımı, embriyonik dokuya benzer şekilde biyolojik dokunun rejenerasyonunu ve aktif büyümesini teşvik edebilir. Sağlam rejenerasyon ve esneklik nedeniyle, kemik dokusu uygun çekme stresinin etkisi altında çevredeki bölgelerdeki sinirlere, kan damarlarına, kaslara ve cilde kadar uzatılabilir. Bu kurala ortopedide ‘’distraksiyon osteogenezisi’’ denir.
İşlem, iki ayrı kemik segmenti oluşturmak için bir osteotomi veya kemik kesiminin gerçekleştirildiği cerrahi bir prosedürle başlar. Bu aşamada hassasiyet ve doğruluk, distraksiyon sonrası kemik segmentlerinin doğru hizalanmasını sağlamak için çok önemlidir.
Cerrahi aşamayı takiben, iki kemik segmentinin herhangi bir distraksiyon olmadan yakın mesafede tutulduğu bir latent dönem başlar. Bu aşamada, vücut osteotomi bölgesinde bir iyileşme tepkisi başlatarak dokuları yaklaşan distraksiyon aşamasına hazırlar.
Distraksiyon aşaması, iki kemik segmentini kademeli olarak ayırmak için harici veya dahili bir fiksasyon cihazının kullanıldığı sürecin temel bileşenidir. Cihaza kontrollü mekanik kuvvetler uygulanır ve kemiğin günde yaklaşık 1 mm hızında kademeli olarak ayrılmasına neden olur. Bu kontrollü hareket, oluşturulan boşlukta yeni kemik oluşumunu uyarır.
İstenen distraksiyon uzunluğuna ulaşıldığında, konsolidasyon aşaması başlar. Bu aşamada, yeni oluşan kemik sertleşip güçlendiği bir olgunlaşma sürecinden geçer. Fiksasyon cihazı, yeni kemik katılaşırken stabilite sağlamak için genellikle bu aşamada yerinde bırakılır.
Distraksiyon osteogenezisinin son aşaması, harici fiksatörün çıkarıldığı ve kemiğin yeniden şekillenmeye ve bütünleşmeye devam ettiği iyileşme aşamasıdır. Tedavi edilen bölgede tam işlevi ve hareketliliği yeniden kazanmak için fizik tedavi ve rehabilitasyon gerekebilir.
Distraksiyon osteogenezisi, kemik dokuları üzerinde mekanik stres uygulayarak mekanotransdüksiyon olarak bilinen biyolojik bir tepkiyi başlatır. Bu süreç, mekanik sinyallerin biyokimyasal tepkilere dönüştürülmesini içerir ve osteoblastların (kemik oluşturan hücreler) aktivasyonuna ve ardından yeni kemiğin birikmesine yol açar.
Distraksiyon osteogenezisinin birincil odak noktası kemik oluşumu olsa da, çevredeki yumuşak dokular da prosedürün başarısında önemli bir rol oynar. Kaslar, tendonlar ve bağlar kemik hizalanması ve uzunluğundaki kademeli değişikliklere uyum sağlayarak işlevsel sonuçları optimize eder ve komplikasyon riskini azaltır.
Distraksiyon osteogenezisi süreci büyük ölçüde yeni oluşan kemiğe vasküler beslemeye dayanır. Yeni kan damarlarının oluşumu olan anjiyogenez, yenilenen kemik dokularına oksijen ve besin sağlamak için gereklidir. Uygun vaskülarizasyon (damarlanma) optimum iyileşmeyi sağlar ve kaynamama veya enfeksiyon riskini azaltır.
Sonuç olarak, distraksiyon osteogenezisi ortopedik cerrahide dikkate değer bir ilerlemeyi temsil eder ve kemik rekonstrüksiyonu ve doku rejenerasyonuna sofistike bir yaklaşım sunar. Distraksiyon osteogenezisinin karmaşık aşamalarını ve çeşitli dokular üzerindeki etkilerini anlayarak, sağlık profesyonelleri çok çeşitli kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarını tedavi etme potansiyelini daha iyi kullanabilirler.